Selam ben İstanbul’dan 28 yaşında Nilay. Beyaz tenli, siyah saçlı, zayıf ve orta boylu bir bayanım. 24 yaşımdayken evlendim, 3 çocuğum var. Eşimle beraber ayrı evde kalıyorduk ancak annem ve babam sık sık bizi ziyaret ederlerdi. Bazen evler yakın olduğu için akşam yemeklerini birlikte yerdik. Sık sık görüşürdük. Eşimle şans eseri bir cafede tanıştık ve 2 yıl süren bir ilişkinin ardından evlendik. Ancak aramızda başta bir hoşlanma olsa da kesinlikle aşk yoktu. Eşimin hep ailemin servetinden ötürü benimle evlendiğini düşünmüşümdür. Onun pek bir şeyi yoktu maddi açıdan, benim pek umrumda değildi. Ailemle çok sorun yaşasalarda zamanla buzlar eridi ve ailem evliliğimize izin verdiler.
O sıralar babam ile annem çok tartışıyordu. Babam yaşlı olmasına rağmen yaşlandığını hiç kabullenemezdi. Hatta annemi beğenmemeye başlamıştı. Günün birinde annem, babamın başka kadınlarla ilişkisi olduğunu öğrenince iyice işler çığrından çıkmıştı. Bir süre sonra boşanma noktasına geldiler ancak onun yerine ayrı yaşama kararı aldılar.
Tam bunlar olurken eşimle çocuk yapmayı düşünüyorduk. Bu sırada evlilikle birlikte eşim bir devlet dairesine işe girdi. Tabii babamın referansları ile. Bir kaç yıl sonra masabaşı işlere geçmişti ve maaşı artmıştı. Ancak kazandığı para benim evliliğimide etkilemeye başladı. Kişisel kazancının artmasıyla bana olan ilgisi sadece göstermelik bir hal almıştı. Çocuk yapma düşüncesi de bir anda yok oldu gitti. Sık sık kumar oynadığını öğrendim bir süre sonra. Yıl boyu böyle sürdükten sonra bir gün kumarda çok para kazandığını söyleyerek bana geldi. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Kumarda kazanmıştı ancak benim içimde en ufak sevgi kırıntısı bile kalmamıştı. Bir süre sonra babama durumu anlattım. Eşimi biraz kontrol altında tutabileceğini söyleyerek bizde kalmak istediğini söyledi. Kabul ettim, bize geldi. Yerleştiği gün bir rakı sofrası kurup sohbet ettiler. Gece konuştuktan sonra kafayı bulup odalarına çekildiler. Ben ise sonuç çıkmadığını düşünerek gittim oturdum balkona, kalan rakıyı içtim. Dertli dertli uzaklara bakarken babam arkadan geldi. Yanıma oturdu konuşmaya başladık.
“Kızım sen eşine hiç kadınlık yapmıyor musun?” dedi bana. Şaşırmış bir şekilde “Ne alaka?” dedim. Meğer eşim öyle söylemiş, kadınlık yapmıyormuşum. Onu tersliyormuşum hep. Hiç yaptıklarını takdir etmiyormuşum. Öyle olmadığını söyledim ve gerçeği anlattım. Babam “evlilikten beri hiç olmadı mı?” diye sordu. Başta anlamasam da sonra ilişkiye girmemizden bahsettiğini anladım. Sahi ben bile düşünmemiştim. Evliliğimizden bu yana sadece ilk gecemizde ilişkiye girmiştik. Yani tek sefer. Babama bunu söylediğimde bir kahkaha patlattı. Benim utandığımı görünce konuyu değiştirdi, annemden felan konuştuk. Nasıl evlendiklerini felan anlattı. Güzel bir sohbetle geceyi bitirdik, odalarımıza geçtik. Ben hazır eşim alkollüyken şansımı denemek istedim. Odaya gider gitmez hoş bir şekilde giyindim. Aynada uzun uzun kendime baktıktan ve kendi vücudumu eleştirdikten sonra kocamın koynuna sokuldum. Sürekli öpmeye başladım. Bir süre sonra uyanıp beni tersledi. Öyle terslenince gururum incindi. Yataktan kalktım ve dolaptan bir kaç battaniye alıp babamın yanına geçtim, orada uyudum.
Spor yapan birisiydim, kaydımda vardı zaten salona. Bakımlıydımda. Aynaya baktığımda kendimi eleştirdiğimde pek fazla açık bulamazdım. Belki onun ilgisini çekecek bir görünüme sahip değilim diye kendimi avuturdum. Zamanla giyim tarzımı da değiştirdim, daha açık giyinmeye başladım. Belki kıskanır diye düşündüm ya da ilgisini çeker diye. Ancak onun dışında başka erkeklerin ilgisini çekmeye başlamıştım. Yine de aldığım tepkiden dolayı sorunun bende değil eşimde olduğunu anladım. Değişen giyim tarzımla komşumuz Rasim bey bana ilgi duymaya başlamıştı. Benimle hiç konuşmayan adam, sık sık benimle sohbet eder ve işlerimi halleder olmuştu. Hatta çok geçmeden gittiğim spor salonuna kaydolmuştu ve ne zaman arkama baksam, vücut çalışırken beni arkadan izliyordu. Eşofmanından ise erkekliğinin kabardığı belli oluyordu. Hoşuma gitmiyor değildi. Ek olarak genel müdürü olduğum şirkette bazı müdürler ve şeflerde bana farklı tepkiler veriyordu. Bazı çalışanların arasında hakkımda sohbetler döndüğünü bile duyuyordum. Duymamazlıktan geldiğimi anlayınca daha cüretkâr konuşuyorlardı.
Eşim hala bana ilgi duymuyordu. Bende boşverdim. Babama durumu anlattım, daha fazla uğraşmak istemediğimi söyledim. O ise evliliğimde mutlu olmam için bunun gerekli olduğunu söylüyordu.
Gece yatacağım zaman babamla eşimin yine sohbet ettiklerini gördüm, iyi geceler diyip odama gittim. Uyumadan önce evin kapısı sert bir şekilde kapandı. Yarım saat kadar sonra odamın ışığı yandı. Babam gelmişti, uyanık olup olmadığımı sordu. Bende uyanık olduğumu gelmesini söyledim. Yanıma oturdu. Çok yalnız olduğunu söyledi. Annemle barışmayı düşündüğünü söyledi. Onu aldatmasının sebebinin benim evliliğimdeki sebeplerle aynı olduğunu söyledi. Evliliğini yürütmek için başka kadınlarla ilişkiye girdiğini söyledi. Bana da başka erkekler ile bir şeyler yaşayabileceğimi söyledi. Ben ne diyor bu adam diye şaşırırken bir yeni bomba patlamıştı. Sözümü kesmeden beni iyi dinle bir fikrim var dedi. İçeriyi yokladıktan sonra yine yanıma geldi anlatmaya başladı. Bana iyice yanaşıp “evliliğin sürsün, yıkılmasın istiyor musun?” dedi. Evet dedim. “Peki annenle benim barışmamı ve evliliği sürdürmemi istiyor musun?” dedi. Ona da evet dedim. “Ben annenle mutlu olmuyorum, sen kocanla. Gel biz birbirimizi mutlu edelim kızım, evliliklerimiz zarar görmesin.” dedi. Ben iyice şoka uğradım. “Hemen cevap verme bir düşün” dedi. Ben odadan çıkmasını söyledim. Babam evine dönmüştü tekrardan. 1 hafta kadar onu görmedim. Yaşamıma devam ediyordum ama hala babamın söylediklerini aklımdan çıkaramıyordum. Aklıma geldikçe utanıyordum. Eşim herşeyden habersiz takılıyordu orada burada.
1 hafta sonra kapı çaldı. Açtığımda babam gelmişti. Hiçbir şey olmamış gibi selam verdi ve içeri girdi. Elinde çiçekler vardı. Çiçekleri bana verdi ve “bunlar senin için” dedi. Çok farklı giyinmişti. Yanağıma öpücük kondurdu ve içeriye geçip oturdu, eşimle konuşmaya başladılar. Hemen çiçekleri gizleye gizleye odama götürdüm bir köşeye bıraktım. O sırada aynaya bakarak olan biteni düşündüm. Belli ki babam cevabını almaya gelmişti. Benim tavrım ne olacaktı? Oturdum her şeyi düşündüm. Bu iğrenç bir şeydi. Kendime hiç yakıştıramıyordum. Ancak bir kereden ne olurdu ki? Evliliğimin mahvolmasından çok daha iyiydi. Hemen dolabımda ne kadar güzel elbise varsa aralarından seçim yaptım, şık bir şekilde giyindim. Ardından lavaboya gidip en güzel parfümlerimi sıktım ve makyajımı yaptım.
Salona gittiğimde babam “hazır mısın?” dedi ve göz kırptı. Baştan aşağı beni süzüyordu. Ben neye hazır olduğumu sorduğundan bihaber “evet hazırım” dedim. İyi o zaman hadi gidelim dedi. Evden çıktığımızda “çaktırma eşine yemeğe gidiyoruz dedim.” dedi. Elini belime sardı, yürümeye başladık. “Çok güzel olmuşsun hayatım” diyip boynumdan öptü. Arabasına bindik ve gitmeye başladık. Yolculuk bayağı sürdü 2 saat kadar. İstanbul’un bir ucuna gitmiştik. Şehir dışındaydık. Ormanlık bir alanda küçük kulübeler olan bir gezi yeriydi burası. Babam bir kulübe kiralamıştı, orada konaklayacaktık. Girdik ve sohbet etmeye başladık. Bir süre sonra ellerini bacaklarıma attı ve okşamaya başladı. Ben utanmış bir şekilde sadece duruyordum. Boynumu öpmeye ve iyice göğüslerimi ve kadınlığımı okşamaya başladı. Çok geçmeden soymaya başladı. Hala öpmeye ve yalamaya devam ediyordu.
Bir süre sonra dayanamadı, pantolonunu çıkarttı. Erkekliği ortadaydı. Ayağa kalktı ve sürekli yüzüme sürmeye başladı. “Hadi kızım al şunu ağzına” diyor başımı okşuyordu. Biraz çekinerek ucunu yalamaya başladım. Bu şekilde devam edince birden beni tersledi “Ohooo bu ne kızım be, kocan tabi ilgi göstermez.” dedi ve birden seri seri ağzıma girip çıkmaya başladı. Bir süre sonra bende ayak uydurmaya başladım. Erkekliğini yalıyordum. Çok kötü kokuyordu ama benim hoşuma gidiyordu kokusu. 5-6 dakika sonra “gel şimdi kızım” dedi. Beni geriye yatırdı ve o da eğildi. Benim kadınlığımı yalamaya başladı. Çok güzeldi gerçekten ama başımı kaldırıp her baktığımda utancımdan kıpkırmızı oluyordum. Yarım saat kadar o şekilde devam ettik. Yoruldukça ara veriyor, sonra tekrar devam ediyordu. Artık sıkılmış olacak ki erkekliğini bana doğru yaklaştırdı. İçime girecekti. Biraz süründükten sonra ben devam etmek istemediğimi söyledim. Kalkıp gitmeye çalışırken bacağımdan tuttu ve yere düşürdü. Hemen üstüme kapandı, içime girdi. İçime girdiğinde her şeyin bittiğini anladım, daha fazla şans yoktu. “Beni deli etme buraya kadar geldik, istediğimi ver” dedi. Saçlarımdan tutup çekmeye, her çekişinde içime köklemeye başladı. O şekilde hızlı hızlı içime girip çıkıyordu. 5-6 dakika sonra içimden çıktı. “Kalk” dedi. Hemen ayağa kalktım, koltuğa uzandı ve beni kucağına aldı. Kucağına aldıktan sonra beni koltuğa yatırdı. Bacaklarımı sırtına koymamı söyledi. Hemen dediklerini yaptım. O şekilde içime girip çıkmaya başladı. Bacaklarımla daha çok girmesi için sırtından destek oluyordum. O şekilde hızlıca içime girip çıkıyordu. Muhteşemdi. Birden babam sarsılmaya başladı. “Kızım, kızım” diye bağıra bağıra içime boşalmaya başladı. Birbirimize bakakaldık. Bana “hamile kalmanı istiyorum. çocuk evliliğinizi şenlendirir” dedi. Ben ise bu çocuğun eşime ait olduğunu nasıl kabul ettiririm derdindeydim. O gün sabaha kadar ilişkiye girdik.
Haftalar sonra hamile olduğumu öğrendim ancak pek mutlu değildim. Babama durumu söylediğimde mutlu olmuştu. O günün akşamı eşim eve geldiğinde beni birden tebrik etti. Ne olduğunu anlayamamıştım. Eşim olanı biteni bildiğini söylediğinde iyice öfkelenmiştim. Çok geçmeden babam eve geldi. Eve girer girmez eşime “karım nasıl?” diye sormuştu. Belli ki tezgaha gelmiştim. Hemen odamıza geçtik ve ilişkiye girdik. O sırada eşimde içeride televizyon izliyordu.
Aylar sonra ikiz doğurdum. Ne yazık ki zeka geriliği problemleri vardı. Erkenden kontrol v.s yaptırmamıştık, direk doğumu beklemiştik. Ancak bundan yine ders almadık ve bir günah daha işledik. Doğumdan aylar sonra tekrar ilişkiye girmiştik ve hamile kalmıştım. O hamileliğimden sağlıklı bir oğlum oldu. Evliliğim gayet güzel gidiyor. İki kocam var ancak sadece birisi gerçek.