Merhaba. Adım Fehmi, 51 yaşındayım. Gençken, 18 yaşımdayken evlendim. Balıkesir’de yaşıyorduk ancak ailem biraz gelenekçi olduğu için bende onlar gibi yetiştim. Geleneklerimize bağlı birisiyim. Evliliğimizin ikinci yılında eşimle çocuk yapmak istedik ve bir süre sonra mutlu haberi aldık. Eşim hamileydi. Doğuma yakın erkek çocuk olduğunu öğrendik. İmkanlar kısıtlı olduğu için hem de biraz zaman bulamamaktan doğru düzgün kontrolle felan uğraşmadık. Açıkçası bende kadın doktor olmadıkça götürmek istemiyordum eşimi. Bir şekilde zaman geçti ve oğlum Erdal doğdu.
Aradan 6-7 yıl geçtikten sonra ortanca çocuğumuz, kızım Seda doğdu. Ben hep bir kız çocuğu isterdim. O yüzden Seda’nın üstüne ilk kızım olduğu için çok düştüm. Erdal’dan daha fazla dikkat ediyordum ona. Seda’nın doğumundan 4 yıl geçtikten sonra eşimle bir çocuk daha yapma kararı aldık. En küçük kızımız Ahsen dünyaya geldi.
Ben bir deri atölyesinde çalışıyordum. Kazandığım para hiç fena değildi. Ailemi rahatça geçindiriyordum. Okul okumamıştım zaten küçüklüğümden beri hep çalışmıştım. İlkokula gitmiştim sadece. Onun da boş zamanlarında ayakkabıcıya gider çalışırdım. Arada tornacıda çıraklık yapardım. Küçüklüğümden beri çalıştığımdan elimden pek çok iş gelirdi. Oğlum Erdal için de aynı şeyleri düşünüyordum ancak zaman değiştikçe onun benim gibi olmaması, okuması daha doğru olur diye düşündüm. Balıkesir’de küçük bir mahalle okuluna oğlumu kaydettirdim. Oğlum için her şey yolundaydı ama kızlarım için aynısını düşünmüyordum. Okula gitmelerini istemiyordum. Yine de ilkokula gönderme kararı aldım.
Kızım Seda, yaşı geldiği gibi Erdal ile aynı okula gitmeye başladı. Aynı şekilde Ahsen’de yaşı geldiği gibi aynı okula gitti. Hepsi okullarını bitirdiler, çok mutluydum. Ancak eşimle artık eskisi gibi değildik. Yaşlanıyorduk artık. Eşim hastalıklarla mücadele ediyordu. Cinsel hayatımız kalmamıştı. Benim için pek önemli değildi bu. Önemli olan eşimin sağlığı diye bakıyordum konuya. Ancak hayatımda bir şeyler değişecekti.
Ben ani bir kararla İstanbul’a gitme kararı aldım. Hem de kızlarım okuyacaka orada okusun, laf çıkmasın istiyordum. İstanbul’a gittim ve inşaatlara çalışmaya başladım. O zamanlar Ümraniye semti bugün olduğu kadar iyi değildi, köy gibiydi. Oradan küçük bir ev aldım ve oraya yerleştik. Çocukları biraz uzakta ancak güzel olan bir okula yazdırdım. Bende hem inşaatlarda çalışıyordum hemde boş günlerimde sahile gidip balık tutuyor, ailemize ziyafet çekiyordum.
Yaşamımız böyle devam etti. Oğlum liseyi bitirdikten sonra üniversite okumak istemedi. Bir elektrikçiye girdi ve çalışmaya başladı. Zanaat öğrendiği için mutluydum açıkçası. Birkaç yıla kendi dükkanını açtı, kazancını iyice katladı. Ben artık çalışmamaya başladım. Sadece gidip hobim olduğu için balık tutuyordum, eski günlerdeki gibi.
Eşim ne yazık ki 43 yaşındayken hayatını kaybetti. Ben çok üzülmüştüm bu kadar erken vefatına. Çocuklarıma daha çok bakmak sorumluluğu hissettim. Hepsiyle özel ilgilenmeye başladım. Kızlarım pek gelenekçi değillerdi benim gibi. İstanbul gibi bir şehrin etkisiyle iyice modern bakıyorlardı her şeye. İster istemez beni de etkilediler, değişmeye başladım. Ancak pek iyi bir değişme olmadı bu. Gözüm açıldı açıkçası. Kadınlara düşkün birisi haline geldim. Cebimdeki azıcık para ile giderdim kadınlarla birlikte olurdum. Böyle kötü bir hayat devam ediyordu benim adıma.
Kızım Seda, üniversiteden mezun olmuştu. Ahsen ise yeni Üniversiteye girmişti. Oğlum Erdal, kendisine göre güzel bir kız bulmuş, evliliğe hazırlanıyordu. Kızlarıma evlilik muhabbetini açıyordum sık sık. Seda bu konu açıldığında biraz farklı davranıyordu. Sanırım sevgilisi vardı ama bana bir şey söylemiyordu. Yine de ağzındaki baklayı bir kaç ay içerisinde çıkarttı. Sevgilisini benle tanıştırmak istediğini söyledi. Bir gün sevgilisi ile geldiler ve çocukla tanıştım. Eli yüzü düzgün, kibar, beyefendi bi çocuktu. Seda’nın önce sözünü yaptık, sonra nişanını. Nişandan bir yıl sonra ise evlendiler. Seda evden ayrıldı.
Seda’nın gitmesiyle, Erdal’ın da artık kendi evine ayrılmasıyla evde sadece iki kişi kalmıştık. Kızım Ahsen ve ben. Ahsen çok tatlı bir kızdı. Onu ayrıca korumak istiyordum çünkü hem görünüşü, hem karakteri tertemizdi. Ancak arkadaş çevresi pek hoşuma gitmiyordu.Kızım Ahsen üniversiteden mezun olmak üzereydi. Ona da sık sık etrafına karşı dikkatli olmasını tembihlerdim.
Bir gün gece geç saatlere kadar gelmedi. İyice içime merak düşmüştü. Cep telefonları daha yeni yeni yaygınlaşıyordu. Evden onun cebini aradığımda açmıyordu. Gece 2 gibi kapının sesini duydum. Gelen Ahsen’di. Biraz sert çıkıştım, ürktü. Nerede olduğunu sordukça benden kaçınıyordu. “Dur baba” diyip odasına girdi. 5-10 dakika bekledim ancak odasından çıkmadı. Kapıyı açıp içeri girdiğimde kızım yarı çıplak bir şekilde yatıyordu. Önce seslendim, tepki vermedi. Kızımı öyle görmek biraz garip hissettirmişti. Göğüsleri açıktaydı ve altında ise sadece kısa bir şort vardı. Bir kaç dakika ne yapacağıma karar veremeden bakakaldım. Sonra kendime gelip hemen bir battaniye alıp üstünü örttüm. Örterken anladığım kadarıyla içkiliydi. Bilerek ses etmedim ancak öfkeliydim. Sabah biraz daha sakin bir şekilde hesap soracaktım.
O gece aklımdan bin türlü şey geçti. Uyuyamadım. Güzel bir kahvaltı hazırladım. Kızım uyandığında bana bir şey demeden lavaboya gitti. Çok geçmeden yanıma geldi, özür diledi. Hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu, çok sevecendi. Yanağıma bi öpücük kondurdu ve yanıma oturdu. Birlikte kahvaltı ettik. “Kızım ne olduğunu anlatmayacak mısın?” dedim. Boş ver diyip geçiştirdi. Ben ısrar ettikçe geçiştirmeye çalışıyordu. En sonunda sinirim bozuldu biraz sesimi yükseltip “İçki mi içtin sen? Kiminle ne yaptın?” dedim. Yine biraz ürküttüm. “Arkadaşımlaydım. Biraz verdiler içtim, çok merak ettim.” dedi. Başta biraz kızsam da “kızım bana karşı dürüst ol, sana bir şey dediğim yok.” dedim. Sarıldım kızıma, bir öpücük kondurdum. Ancak şeytan beni dürtükledi bir anda. Gece kızımı çıplak gördüğüm an geldi aklıma. Kızıma sarıldığımda göğüslerini yukarıdan görüyordum. O sırada benim erkekliğim kabarınca “hemen geliyorum elim pislendi.” dedim ve tuvalete gittim. İçimde rahatsızlık oluşturmuştu bu durum ama bir o kadar da hoşuma gitmişti. Bir süre tuvalette bekledim ancak hala inmeyince mecburen mastürbasyon yapmaya başladım. Başka şeyleri düşünüp yapmaya çalışıyordum ancak aklım hep kızımın o haline gidiyordu. En sonunda dayanamadım ve kızımı düşünerek yapmaya başladım. O kadar heyecanlanmıştım ki boşalırken zevkten dört köşe olmuştum. Yaptıktan sonra iyice pişman olmuştum tabi. Hemen elimi yıkayıp içeri döndüm. Kızım hazırlanmıştı okula gidiyordu. Yanağından öptüm, zihin açıklığı dileyip yolladım.
O gün aklımı dağıtmak istiyordum. Biraz para alıp fahişelere gitmeyi düşündüm ama sonra vazgeçtim. Bu huyumu bırakmalıydım. Günümü televizyon izleyerek geçirdim.
Akşama doğru kızım geldiğinde yemeği hazırladık beraber. Yedikten sonra o odasına çekildi, bende uyku bastırınca odama geçtim. Uyuklarken bir ara odamın kapısı açıldı. Dışarıdan ışık vuruyordu. Sonra kapı kapandı. Uyku mahmurluğu ile pek umrumda olmadı. Sonradan dış kapının sesini duydum. Kızımdan şüphelenip yavaştan toparlandım. Kapıyı yavaşça açıp içeriye bakındım. Kızım evde yoktu. Dış kapıyı açıp çıktım dışarıya. Kızım sokağın biraz ilerisinde genç bir çocukla konuşuyordu. Benim evden çıktığımı birkaç dakika sonra gördüler. Kızım çocuğa bir şeyler söyleyip hemen koşa koşa eve gelmeye başladı. Ben içeri geçtim. Kızım çok geçmeden geldi. “Baba ne düşünüyosan yanlış anladın.” dedi. Kim olduğunu sordum. Biraz mırın kırın etti ancak utana sıkıla “erkek arkadaşım” dedi. “Kızım bu saatte ne işi var burada, senin ne işin var dışarıda? İt kopuk oluyor bu saatte” dedim. Haklısın dedi, çocuğu çağırmaya gitti. Çocuk çok geçmeden geldi. Açıkçası hiç gözüm tutmamıştı çocuğu. Ancak kızımın gönlü bu çocuğa gitmiş işte. Kızımın hatrına ses etmeden biraz konuştuk ancak pek samimiyet göstermedim. O da zaten buz gibi duruyor, sahteden arada gülüyordu. Çok fazla muhabbeti sürdürmeden çocuğu kızım uğurladı, gitti. Kızım yanıma gelip “nasıl buldun?” diye sorunca direk ne düşünüyorsam söyledim. “Hiç gözüm tutmadı kızım, bu çocukla birlikte olmanı istemiyorum.” dedim. Kızım ağlamaklı oldu, odasına koşup kapıyı kapattı. Yanına gitmedim, biraz ağlasın rahatlasın istedim.
Ertesi gün kızım hala odadan çıkmadı. Kahvaltıyı hazırlamış bekliyordum. Gelmeyince odasına girdim. Yatağında kıvranmış yatıyordu. Üstünde kolsuz bir gecelik vardı. Bembeyaz tenine çok yakışmıştı. Seslendiğimde “git burdan” dedi. Yanına oturdum ve saçlarını okşamaya başladım. “Kızım ben senin mutluluğunu istiyorum, sadece gözüm tutmadı o çocuğu” gibisinden uzuun bir gönül alma konuşması yaptım. Biraz konuştuktan sonra kızım bana sarıldı. Bir süre öyle durduk. Kızımı öpüp duruyordum sürekli. Şeytan her zaman olduğu gibi yine marifetini gösteriyordu. Kızımın geceliğinin dağınıklığından iyice belli olan göğüsleri, gözlerimi kamaştırıyordu. Bu kez sanki anormal bir şey değilmiş gibi rahatça bakıyordum. Erkekliğim yine kabardı ama kalkmak istemedim. Kızımı öpüyor, kokluyordum sürekli. Bir ara kızım “Baba ben ileride evlenmezsem bana kızar mısın?” dedi. “Niye kızayım ki?” diyince “Ben pek evlilik düşünmüyorum. Biraz düşündüm o dün gelen çocukta biraz hevesim.” gibisinden bir şey söyledi. Açıkçası mutlu oldum. “Kızım boş ver. Evlenmek zorunda değilsin. İstemediğin insanlarla evlenip mutsuz olacağına evlenme. Benle kalırsın biz birbirimize bakarız.” dedim. Biraz daha birbirimizle anlaşmış gibiydik. Kahvaltıya geçtik ve güzelce kahvaltımızı yaptıktan sonra birlikte boğaza gittik. Kızımla beraber boğaz turuna çıktık. Daha sonra müzeleri gezdik.
Döndüğümüzde yorgunduk bayağı ama güzel bir gün geçirmiştik. Kızım odasına geçmişti. Bende duş almak istedim. Şofbeni hazırladım o sıra. Tam yıkanırken kızım içeriye girdi bornozuyla. “Pardon baba odandasın sandım.” dedi geri çıktı. Ancak o görüntü beni çıldırtmıştı. Kızım içeri girdiğinde yarım bir şekilde vücuduna sardığı bornozdan göğüsleri ve kalçası belli oluyordu. Bembeyaz bacakları iyice beni çıldırtmıştı. O an kendimden geçtim. Mastürbasyon yapmaya başladım ancak sonra duraksadım. “Olmaz, kızıma yapamam bunu.” dedim. O şekilde banyodan çıktım ancak hala dimdik ayaktaydı benimki. Kızıma “girebilirsin kızım ben çıktım.” diyip odama geçtim. Uyumaya çalışıyordum ama aklımda hep o görüntü vardı. Uyku gözüme girmiyordu. Gözüm dönmüştü. Odadan çıktım. Kızım hala yıkanıyordu muhtemelen. Kapının önünde eğildim, kapı deliğinden bakmaya başladım. Kızımı seyrediyordum. Artık dayanamıyordum. Onu seyrederken altımdaki her şeyi indirdim, erkekliğimi okşamaya başladım. Kızımın muhteşem vücudu her şeyiyle ortadaydı. Birden bire heyecandan boşalmaya başladım. O kadar çok zevk almıştım ki bağırmamak için kendimi tutuyordum. Kapıya boşalmıştım. Hemen mutfaktan peçete alıp kapıyı temizledim, lavaboda ellerimi yıkayıp odama geçtim. Güzel bir uyku çektim.
Aradan bir müddet geçti. Kızım üniversiteden mezun olmuştu artık. Mezuniyetine katıldım. Mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Mezuniyetinden 1-2 ay sonra kızım işe başlayacağını söyledi. Çok geçmeden güzel bir şirkette küçük bir işle başladı. Beklentilerini karşılamıyordu ancak tecrübe kazanmak için iyi bir adım olduğunu düşünüyordu. Kızımla gurur duyuyordum. Bu 1-2 aylık sürece kızımla ilgili olumsuz bir şey düşünmemiştim hiç. İlgimi başka kadınlara yöneltmiştim. Kızım işten geldiğinde yemeği ben hazırlıyordum, biraz sohbet ediyorduk sonra o odasına geçiyordu. Bende televizyon izleyip uyuyordum. Rutin, sıkıcı bir hayata dönüşmüştü yaşamım.
Bu sıkıcı yaşamıma biraz heyecan katmak için biriktirdiğim biraz para ile yurt dışından araba satın aldım. Getirip burada küçük bir kâr ile sattım. Arabalar ile ilgilenmeye başlamıştım yavaş yavaş. O yüzden sık sık bunu yapıyordum. Çok fazla değil, 1-2 binlik kârlar elde ederek devam ettim. Normalde bu işi büyük paralar için yapan insanlar uğraşmaz bile bu kadar ufak kâr için. Ancak ben hobi olarak yapıyordum ve hiçbir şey kazanmamaktan iyiydi. En güzeli risksizdi. Muhteşem pahalı bir araba alıp elimde kalması gibi bir riskim yoktu. Ailelerin tercih ettiği arabaları alıp satıyordum.
Kısa sürede kazandığım paralar ile kızıma işyeri açmak istediğimi söyledim. O da biraz destek oldu ve ufak bir depo aldım. Eski arkadaşlarımla irtibata geçtim ve depoyla ilgilenen olur mu gibisinden görüştüm. Birkaç tır şirketinin geçici depo ayarlayabileceğini söylediler. Onlar aracılığıyla görüşüp depoyu geçici olarak kiraya verdim. Başta komik rakamlar alıyordum kira olarak ancak sonradan şirketler ve tabi tırcılar ile iyi anlaşınca hem fiyat arttı hem de ben depomun yanındaki yeri de satın alıp depoyu genişlettim. Aynı zamanda ufak bir kısmına duvar çekip küçük bir dönerci açtım. Çok güzel bir gelirim vardı. Neredeyse evden çıkmadan para kazanıyordum. Dönercide ise birkaç komşum çalışıyordu. Etrafımız genelde yeni yerleşen insanlarla ve işyerleri, fabrika ve depolar ile dolu olduğu için çalışanların yemek ihtiyacını karşılayan ufak bir büfe havası vermişti. Güzel gelir getiriyordu.
Kızım o sıralar işyerindeki yetkililerden birisiyle atıştığını söylemişti ve ayrılmak istediğini söylemişti. Kötü bir referans olacağından endişelendiğini ve kolay iş bulamayacağını söylüyordu. “Boş ver kızım takma kafana.” dedim. Ayrıldı işinden. Evde boş oturmamak için bizim büfeye gidiyor orada çalışıyordu. Memnundu açıkçası. Bir süre sonra orada çalışan komşularımız ayrılınca bende kızımın yanına gidip çalışmaya başladım. Baba kız idare ediyorduk orayı. Birlikte dönüyorduk.
Bir gün yine işimizi halledip döndük. Kızım odasına girdi ancak bir süre sonra odadan garip sesler duydum. Kapı yaklaşıp dinledim ama anlam veremedim. Kapı deliğinden kızımın olduğu yer görünmüyordu. Kapıyı tıklatıp “Kızım iyi misin?” diye sordum. “Evet iyiyim.” dedi. Sonra sesler kesildi. Bir ara aniden girmek istedim, merak ettim. Kapıyı açıp sanki bir şey soracakmış gibi içeri girdim. Kızım yarı çıplaktı, kendisini okşuyordu. “Ya baba kapıyı çalmadan niye giriyorsun?” dedi. Bir yandan toparlandı. Yüzü iyice kızarmıştı. “Çok özür dilerim kızım.” dedim. Hemen çıktım dışarı. Aylardır kızım ile ilgili aklıma kötü şeyler gelmiyordu. Şimdi bunu görünce iyice kafam karışmıştı. Ancak kızımla ilgili net bir karara varmıştım. Kızımla ilgileniyordum. Onu artık kızımdan fazlası olarak, bir kadın olarak görmeye başladım. Kızım odadan çıktığında utançtan bana bakamıyordu bile. O şekilde yemeğimizi yedik. Tekrar odasına gidiyordu, kolundan tuttum. “Kızım utanacak bir şey yok. Doğal şeyler bunlar. Bende yapıyorum, o da yapıyor, bu da yapıyor, sende yapıyorsun. Herkes yapıyor.” dedim. Biraz rahatlar diye düşündüm ama iyice utandırdım. Odasına girdi apar topar. Kendi haline bıraktım.
Ertesi gün biraz daha düzelmiş gibiydi. Ancak aklıma kötü bir düşünce soktu biricik kızım Ahsen. Onu arzuladığımı kabul etmiştim artık. Onunla nasıl beraber olabileceğimi düşünüyordum. Bir gün kızıma kıyafet aldım ancak tekrardan gidip değiştirmek gereksin diye biraz büyük aldım. Kızım görünce “baba bu ne bunun içinde kaybolurum ben” diyip gülmüştü. “Gidip birlikte değişelim, hem bende bir şeyler bakarım.” diyip birlikte gittik. Kızıma güzel kıyafetler bakıyorduk. Deneyip bana gösteriyordu. Kıyafetlere bakarken iç çamaşırlarının olduğu kısma geldik. Kızım orayı hemen geçmek için hızlandı ama bilerek “Kızım bunlara ihtiyacın varsa alalım.” dedim. Kızım utana sıkıla “yok boş ver ben sonra alırım.” dediyse de “gel halledelim kızım çekinme” dedim. Tamam diyip kendine göre iç çamaşırları almaya başladı. Sonra aldığı kıyafetleri içeride denemeye başladı. Bir ara kabinde kıyafetini çıkartamadığını söyleyip yardım istedi. Kabinin kapısını açıp içeriye girdim. Kızım kıyafetin sırtını sıktığını, uzanıp açamadığını söyledi. Yavaşça kıyafetini serbest bıraktım. Sırtından bel çukuruna kadar karşımda bembeyaz vücudu duruyordu. “Tamam mı kızım?” dedim. Yaklaşıp güzel parfümünü kokladım. “Tamam çıkabilirsin.” dedi. Bilerek çıkmadım. Kızımın kıyafetinden göğüsleri çok belli oluyordu. “Ver istersen götüreyim.” bahanesiyle kıyafeti çıkartmaya çalıştım ve göğüslerine kadar kıyafeti indirmeyi başardım. Sanki yanlışlıkla olmuş gibi “Pardon.” dedim. Göğüslerini karşımda öyle birden görünce içim bir hoş oldu. Bu yaptığımın aksine kızım benden göğüslerini saklamaya çalışmadı. Normal bir şeymiş gibi devam etti. Üstünü iyice çıkarttı, çırılçıplaktı. Dayanamıyordum artık. Kendimi o an kaybettim. Gözüm zevkten kararıyordu. Sanki aletim pantolonumu delip geçecek gibiydi. Kızım tam kendi kıyafetini giyecekken arkasından tuttum. Omuzlarını, boynunu öpmeye başladım. “Baba napıyorsun?” diyip beni itmeye çalışıyordu. Ben dinlemiyordum bile. “Bağırıcam şimdi dur!” diye sesini yükseltti. İnsanlar şüphelenmesin diye durdum. Kızıma yaklaştım “seni istiyorum kızım.” dedim. Kudurmuştum resmen. Dudaklarına yapıştım, öpmeye başladım. Bir yandan pantolonumu indirdim, aletimi çıkarttım. Kızımı buna zorluyordum artık ancak hiçbir şey beni durduramazdı. Yavaştan geri çekildim. “Kızım kendimi kaybettim artık, özür dilerim.” dedim. Pantolonumu kaldırdım toparlandım ve oradan çıktım. Kızım şok olmuş bir şekilde orada duruyordu. Ben çok utanmıştım. Hemen eve gittim, kızımın kıyafetlerinin parasını ödedim çıkmadan.
Eve gittiğimde odama girdim ve kapıyı kilitledim. Akşama doğru dış kapı açıldı ve kızım eve geldi. Odasına gider kapanır diye düşünürken benim kapımı tıkladı. Kapıyı açtım. “Baba konuşalım mı?” dedi. Yatağıma geçtik, oturduk. “Sen beni niye arzuluyorsun?” diye sordu. “Kızım bu elimde olan bir şey değil. Hoşuma gidiyorsun uzun zamandır. Seni düşünüp kendimi tatmin ediyorum.” dedim. Yüzü kızarmıştı, benim de öyleydi tabi. “Annem aklına gelmiyor mu hiç?” dedi. “Kızım annenle ilgili düşündüklerim başka, sen başkasın. Seni ayrı bir kadın olarak görüyorum ve hoşuma gidiyorsun.” dedim. Biraz sessiz bir şekilde öyle durduk. Sonra kızım içeriye gitti. 5-6 dakika sonra sabah aldığımız iç çamaşırları giymiş bir şekilde geldi ve karşıma dikildi. “Yapalım ama aramızda kalsın tamam mı?” dedi. Böyle bir şey beklemiyordum. Hemen kızıma doğru gittim. “Senin için her şeyi yaparım ben kabul, canım bebeğim benim.” dedim. Kucaklayıp yatağa yatırdım. Her yerini öpüp yalamaya başladım. Deli gibi öpüşüyorduk ancak kızım öpüşmeyi pek bilmiyordu. Açıkçası hoşuma gitmişti bu. İlki olmak istiyordum. “Kızım bakire misin?” diye sordum. “Evet.” dediğinde çok sevinmiştim. “Kızım emin misin? Benimle oynama lütfen.” dedim. “istiyorum, yapalım.” dedi. Artık durmayacaktım.
Hemen kızımın altındaki tangasını sıyırdım ve o güzel amını yalamaya başladım. Muhteşemdi. Kaymak gibiydi. Ben yaladıkça kızım kendinden geçiyordu. 10 15 dakika boyunca kızımı yaladım. Bir ara bende soyundum ve kızıma ters bir şekilde üzerime uzanmasını söyledim. O benimkini yalarken ben onun amını yalıyordum. Sonunda dayanamayıp kızıma kalkmasını söyledim. Yavaşça o güzel kalçasına bir öpücük kondurdum. “Geliyorum kızım.” dedim. Yavaşça kızımın başının arkasına bir yastık koydum ve bacaklarını kaldırıp omzuma aldım. Artık zevk suyundan sırılsıklam olmuş aletimi kızımın o güzel amına sürüyordum. Kızımın hoşuna gitmiş olacak ki gülüyordu. Ancak yüzü hala kıpkırmızıydı. Utançla karışık zevki yaşıyorduk ikimizde. Yavaşça içine girdim ve sokabildiğim kadar soktum. Zorlanıyordum onun ilk seferi olduğu için. Kızımın canı yanıyordu. “Dayan kızım, geçecek.” dedim. Yavaşça geri çekip birden hızlıca kökledim. Kızım acıyla karışık bir çığlık attı. “Tamam kızım, geçti.” dedim. Kızlığını almıştım benim biricik Ahsen’imin. Yavaşça içinden çıktım. Aletim kıpkırmızı olmuştu, kan akıyordu. Hemen içeriden bir havlu alıp temizledim Ahsen’i. Sonra biraz sakinleşince kızım tekrardan bacaklarını omzuma aldım. İçine girip çıkıyordum ancak Ahsen hala canı yandığını belli ediyordu. Ancak bu ilk acıdan daha dayanılırdı, kendini sıkıyordu. “Kızım kendini sıkma, rahat bırak.” dedim. Ancak yapamıyordu. Ben içine girip çıktıkça zevk almaya başladı, kendini yavaşça bırakıyordu artık. Ben kendimi kaybetmiştim, birden hızlandım. Kızım ben hızlanınca inlemeye başladı. Onun verdiği heyecanla hızlı hızlı girip çıkıyordum. Sonunda dayanamadım içine boşalmaya başladım. Kızımın yanına uzandım, birbirimize sarılıp uyuduk.
O günden beridir kızımla birlikte oluyorum sık sık. İki çocuğumuz var ancak gizli tuttuk. Çok mutluyum.